Böyle bir tercih birçok sebepten dolayı Müslümanlar arasında yaygın bir hal alamadığından dolayı Müslümanlar arasında;
a) Sermaye birliği oluşmamış
b) Birçok verimli proje hayata geçirilememiş
c) Refah devleti ve toplumu gerçekleşememiş
d) İleri teknoloji yakalanamamış
e) Güçlü sosyal kurumlar kurulamamış
f) Gelir düzeyi düşük kalmış
g) İşsizlik çözülememiş
h) Bundan dolayı tabanın sesi yönetimleri belirlememiş, dolayısıyla iktisadi demokrasi yerine bürokrat, belli aydın kesimine dayalı baskıcı bir yönetim tarzı egemen olmuştur.
Gerek İslam ortaklık sisteminde gerekse ticari bir şirket olan Anonim Şirkette "Ana Unsurlar"da bariz bir fark görülmemektedir. ''Yardımcı Unsurlar" ve bir kısım teknik ayrıntılarda farklılığın olması tabiidir. Bu konudaki belli görüşlere göz atalım:
Anonim Ortaklığını İslam Hukuku açısından Caiz Bulmayanların Görüşleri
Özet olarak şu şekilde toplamak mümkündür:
1) Anonim kurmak isteyen taraflar arasında karşılıklı irade beyanına (icab ve kabul) dayanan bir ortaklık anlaşması değildir. Tek taraflı bir irade beyanıdır. Kurucuların anlaşması akdin temel unsurlarından biri olan "icab" sayılamaz.
2) Şirket kar amacıyla kurulur, halbuki anonim ortaklığın statüsünde sermaye payı belirlenmesine rağmen, kazancın ne ölçüde paylaşılacağına dair bir kayıt bulunmaz.
3) İslam'da ortaklık sistemi, ortağın bizzat aktif çalışmasını şart koşar. Şayet ortada şirkete vücut veren bir insan yoksa şirket kurulmaz, halbuki Anonim ortaklıkta şirkete ortağın aktif olarak iştiraki önemli değildir. Anonim şirketlerde esas, insanların bedensel olarak bir araya gelmeleri değil, önemli olan sermayelerini bir araya getirmeleridir. Sermaye koyan ortakların bizzat kendilerinin bu sermayeyi işletmeleri beklenmez, yönetimin belirlediği yöneticiler şirketin işlevini yürütürler.
4) Anonim ortaklığında söz ortağın hisselerdeki pay oranına göredir. Yani genel kurulda söz sahibi insan değil, şirketteki sermayedir. Bu ise, şirketin bağlı olduğu temel yasalara aykırıdır. Çünkü şirkette itibar insanadır.
5) Şirkette tasarruf sahibi yönetim kuruludur, onlara bu yönetme vekaleti' şirketin bizzat ortaklarından değil, sermayeden kaynaklanmaktadır. Halbuki, sermaye vekalet verme hakkına haiz değildir
6) Anonim Ortaklığının sürekliliği İslam Hukukuna aykırıdır. Çünkü İslam Hukukunda şirket, ortağın ölüm, tasarruflarının kısıtlanması (hacr) delirme ve ortaklardan birinin şirketi feshetmesiyle son bulur.
7) Bu şirketin İslam Hukukuna uygun olmadığını iddia edenler, tüzel kişiliğin varlığını kabul etmeyen hukukçulardır.
8) Dr. İsa Abdul ise başka açıdan Anonim Şirketini reddediyor: "Hakikatte buna Anonim Ortaklık demekten çok aslında bir sermaye düzenlemesi demek daha doğru olur. Dileyen tek taraflı olarak hisse alımına yazılarak veya sermaye piyasası kurulundan satın alarak pay sahibi olur. Yine hisseleri elinde tutan taraf tek başına paylan satma, pay sahiplerinden izin almadan, onlara bilgi vermeden onlardan ayrılma hakkına sahiptir. Üstelik bu tip dair bize bir bilgi de gelmemiştir.
İleri sürülen bu görüşleri bir bir tahlil etmek mümkündür. Bunların çoğunu zaten çeşitli yerlerde İslam Hukukçuları tartışmıştır. Bunları tartışmasına burada yer vermeden önce Anonim Ortaklığını İslam Hukuku açısından uygun bulan hukukçuların görüşlerine bakmakta yarar var.
Anonim Şirketini İslam Hukuku Yönünden Caiz Görenlerin Dayanakları
1. Anonim şirketler faizden uzak kalması şartı ile caizdir. Anonim şirketlerinin çıkardığı hisseler ve bu hisselerin tedavüle verilmesi caizdir. Bu senetler şirkete verilen sermaye ve bu şirketin sağlayacağı kan almak için önemli ve zorunlu bir vesaiktir.
2. Gerek devlet ve gerekse özel kesim toplum yararına olan büyük projeleri realize etmek için anonim tipindeki şirketlere ihtiyaç vardır. Yalnız bu şirkete ortak olanların şirketin kar ve zararına da ortak olmaları gerekir. Karın sağlanması ya ortağın iş gücüyle veya şirkete koyduğu sermaye ile gerçekleşir.
3. Anonim şirket, İslam hukukunda yer alan inan şirketinin temel yapısına uyum göstermektedir. Şöyle ki, şirket hisselerinin ortağın sermaye payındaki hissesine göre verilmesi, ortağın şirket genel kuruluna iştirak etmesi, yasaların kendisine verdiği hakkı orada iştiraki sebebiyle yahut bizzat alım ve satıma girişmekle yahut şirket sermayesini, şirketin meşru amaçlan sınırları içinde kullanmakla yahut diğer ortaklar adına vekaleten şirket işlerini yürütmekle ve buna benzer birçok konularda anonim şirketi, inan ve diğer şirketlere uyum göstermektedir.
4. Akitlerde temel olan karşılıklı rızadır ve akitlere sadakat göstermek İslami bir farzdır. Müslümanlar anlaşma esnasında kabul ettikleri şartlara bağlıdırlar.
5. Her türlü ticari işlemlerde esas olan, zulüm ve zararı ortadan kaldıran, tercihe değer karşılıklı çıkarın bulunmasıdır. Bu anonim şirketlerde de mevcuttur. Hz. Peygamber sav "Zarar vermek, zararı zararla karşılamak yoktur" buyuruyor.
6. Bütün bu görüşlerden sonra bence ortaya çıkan önemli husus, esasen şirket statüsünün hazırlığıdır. Şirketin faaliyet sahası, kuruluş esnasında şirket tüzüğünde yazılmaktadır. Zaten bu konu ihmal edilirse Ticaret Bakanlığı kabul etmez ve düzeltilmesi için tüzük iade edilir. Bu sebeple ortaklar, İslam'ın meşru gördüğü her türlü ticari ve sınai işletmeler kurmak için özel şartlan içine alan anonim şirketler kurabilirler.